İstanbul’un efsanelere konu olan yeraltı şehirleri
İstanbul’da, yüzyıllar boyunca her uygarlık yeni saraylar, hamamlar, stadyumlar inşa etti. Geçmişin yıkıntıları üzerine inşa edilen bu yapılarla bir öncekinden daha iyi olmak hedeflenirken, kente her seferinden yeni katmanlar eklendi. Bazı yerlerde bu katmanlar zemini 12 metreye kadar yükseltti. İstanbul’un “yeraltı şehirleri” adım adım böyle oluştu.

Bir kültür mozaiği olan İstanbul, efsanelere göre, Salacak’tan Kız Kulesi’ne, Yerebatan Sarnıcı’ndan Kınalı adaya kadar uzanan gizli tünellerin üzerine kurulu. İstanbul yeraltı tarihinin gözde mekanlarından birkaçına beraber göz atalım.
ANEMAS YERALTI ZİNDANI

Balat’ta bulunan Anemas Zinsanı, Roma döneminden kalan tek yeraltı zindanı olma özelliği taşıyor. Tünelleri, sarnıçları, ve işkence odalarıyla oldukça ürkütücü bir mekan. Buraya çok ağır suçlar işleyen mahkumların kapatıldığı biliniyor. Zindanın altındaki tünellerin Ayasofya’ya kadar uzandığı, hatta şehri bir örümcek ağı gibi sardığı iddia ediliyor.
SEFERKİNOZ SARNICI

11. yüzyıl Bizans eseri olan Seferkinoz Sarnıcı, Kadir Has Üniversitesi’nin altında bulunuyor. Bir süre sarnıç olarak kullanılan mekan, sonrasında tütün ve erzak deposu haline getirilmiş. Bugün Rezan Has Müzesinin bir parçası olan sarnıç, ziyarete açık fakat yalnızca özel izinle fotoğraflanabiliyor.
MAGNUARA SARAYI KALINTILARI

Büyük Saray’ın bir parçası olan 2 bin 300 yıllık tarihe sahip Magnuara, Sultanahmet’te bir halı mağazasının altında bulunuyor. Kalıntıların duvarları yeşilliklerle sarmalanmış ve karanlığa açılan bir geçitten geçilerek içeri giriliyor.